kutusuzkutkut

İstiklal caddesi kadar!

Posted in hayat, sinemaydı kitaptı kültürel işler by kutusuzkutkut on Nisan 12, 2010

Pazar günü Şebnem Ferah konserine girmek için kapıda beklerken ani ve apansız bir fark edişle sarsıldım. Aslında ilk başta kızlı erkekli kalabalık gruplar, gizlice kola kutularına karıştırılmış alkol, umarsızca patlayan kahkahalar, ölüm temalı t-shirtler oldukça aşina görüntülerdi benim için. Üniversite yıllarımda birçok konsere gitmiştim sonuçta. Sonra önümden gencecik bir çocuk geçti. Bu çocuk 18’den küçük ama diye düşünürken bir tane ve bir tane daha yüzü inceledim. Üniversite ve lise öğrencileri her taraftaydı. Birden aklıma geliverdi: Üniversitedeyken de konserlerde arkadaşlarla takılır, binlerce yaşıtımız arasında duran daha yaşlı kişilere bunların da burada ne işi varmış dercesine bakıp kendi eğlencemize dönerdik. Ve şimdi kendime ve arkadaşlarıma bakarken ne kadar ani ve acımasız bir düşünce olsa da fark ettim ki artık o binlerce küçüğümüz arasında duran yaşlı kişiler oluvermiştik işte. Aslında hepimiz spor giyimliydik, 20 li yaşların 2. devresindeydik belki ama bir şekilde duruşumuzla, tavrımızla o bahar sarhoşu hercai gençliğin ince çizgisini geçmiştik işte.

Bu buhran düşünceleri ile otoparktan bozma ince uzun konser alanına bol of-poflu söylenişlerle girip uygun bir köşede yerimizi aldık. Daha sonra konser başlayana kadar yaşananlar ise geçmiş devirlere ait bir kabile kavgasından farksızdı. İtenler, çekenler, yer kapmaya çalışanlar ve katı bir şekilde yerimizi savunan bizler… Arada iki tane iri yarı adam bizim bulunduğumuz noktadan süratle geçiverdiler. İlk önce yeni bir yer kavgasına hazırlansam da adamların eşkale uygun falan diye konuştuklarını duyunca bir şeyler döndüğünü anladım. En arkadan gelen bir üçüncüsüne ne oluyor diye sorduğumda gayet sakin bir tacizci varmış da diyiverdi. Gerçekten de biraz sonra orta yaşlarda, beyaz sakallı, şapkalı, ortamla tamamen alakasız bir adamın güvenliğin arasında gayet sakince konser alanından çıkışını izledim. Adam ne niye dışarı çıkartıldığını sordu, ne de itiraz etti. Gerçekten de sonradan bir arkadaşımın kardeşinin dediğine göre adam gelip nasılsınız gençler, konser nasıl diye sohbet etmeye çalışmış.

Konserin kendisi ile ilgili söyleyecek çok fazla bir şey yok. Şebnem geldi, yağmurun altında rüzgardan saçları savrulurken konser dışını bilmem ama burada benimsin, yaş, zaman falan yok dedi. Ben de üzerime yağan yağmurları sevdim, bıraktım kendimi gittim. Bir ara Şebnem’in ne kadar sevmiş olabilirsin diye sorduğunu duyar gibi oldum sadece ve bir an duraksamadan tüm kalbimle bağırıverdim: İstiklal caddesi kadar!

2 de biten konserden sarhoş ayrıldığımı ya da konserden sonra arkadaşlarla taksime geçtiğimizi de anlatmak isterdim ama en son kendime geldiğimde saat 22:30’da starbucksta kahve içiyordum…

* Son olarak konserde çalmadı, ben de hala istiklal caddesinde kaldım ama özel istek üzerine:  Ünzile