kutusuzkutkut

İzmir

Posted in Gezi by kutusuzkutkut on Nisan 19, 2010

İzmir’i seviyorum. Kentin kendine has bir havası, duruşu var her şeyden önce. Ak Parti iktidarı dönemindeki ve seçimlerdeki duruşlarını, birleştirici bir unsur olarak kullanarak kentsel kimlik yaratmada oldukça başarılı olmuş İzmirliler. Daha henüz havaalanından şehre girerken, o bahsettiğim kimliği ve duruşu ortaya koyan dağa oyulmuş kocaman bir Atatürk maskıyla karşılanıyorsunuz. Gerçi insan ister istemez böyle bir yapı için onca para harcanacağına, Atatürk’ü okullar, hastaneler, bilim merkezleri açarak anmanın daha doğru olacağını düşünse de bu etkileyici yapı gözlerimde parıltılar, yüzümde gülümseme oluşturuverdi işte.

Yaklaşık yarım saatlik bir yolculuktan sonra nişanın yapılacağı ve konaklayacağımız Swiss Otel‘e vardık. Swiss Otel, İzmir’in koynunda Alsancak’ta yer alıyor. Anlatıldığı kadarıyla daha önceleri Grand Efes olarak hizmet veren otel daha sonraları Swiss Otel tarafından satın alınarak restore edilmiş. Otelin odaları ve iç mekanı gayet estetik olmakla birlikte asıl etkileyici kısmı bir iç avlu halinde duran sade ama dinginlik veren bahçesiydi bence. Biz gene de bahçede fazla zaman harcamadık, nişan hazırlıkları doğrultusunda kafaları bulmak için kendimizi kordona attık. Kordon’da bir çok mekan olmasına rağmen hiç şüphesiz en popüleri ve dolayısıyla kalabalık olanı Sunset‘te midye tava, midye dolma(ki kendileri ah izmir ah başlıklı yazıda görülebilirler),  patates kızartması ve biraz fazlaca bira ile birlikte o güzelim İzmir havasının keyfini çıkardık.

Nişan ile ilgili çok fazla detaya girmeyeceğim. Sadece sezon açılıyor yazısında olduğu gibi halay başı olduğumu belirtmem yeterli sanırım. Ayrıca, Adanalı damat adayı dostuma da Efe oynattırmanın(korkutucu bir karate gösterisiydi daha çok) acısını düğünde çıkaracağımızı söyleyebilirim.

Nişandan sonra gittiğimiz Marche Cabaret ise İstanbul’daki Cahide’ye benzeyen ama daha cüretkar şovlar sunan eğlenceli bir mekan. Tam bir gece klübü olan Cabaret ile ilgili tek eleştirim ise sigara yasağı konusundaki duyarsız tavırları olacak. Uzun bir aradan sonra dumanaltında eğlence işkencesini yaşayıp odaya döndüğümde üzerimdeki tiksinç kokuyu alınca sigara yasağını çıkaranlara içimden teşekkür etmeden duramadım.

Pazar günü ise yemekleri için ancak eh işte diyebileceğim ama sempatik bir yer olan Pepe Rosso‘da yemek yerken bizi bir sürpriz bekliyordu. Kordon zaten körfez boyunca uzanan parkı, parkta ağaç altlarında öpüşen sevgilileri, pubları tıklım tıklım dolduran müdavimleri, bisikletlileri, yürüyüş yapanları ile tam bir Avrupa sahil kentini andırırken bir de karşımıza 23 Nisan şenlikleri için düzenlenmiş Sertap Erener konseri çıkmasın mı, e artık pazar keyfi de bu kadar olur! Arka fonda Sertap’ın şarkıları ile yaptığımız gezintinin tek hayal kırıklığı yıllar öncesinden kalma bir hatırayla gittiğim Bonjour‘un “Suprem” isimli tatlısı oldu.

Kısa bir geziydi belki ama yine de oldukça eğlendik anlayacağınız. Yeni nişanlı çiftimize bir kez daha tebriklerimi sunar, hepinize iyi haftalar dilerim efendim!!

*İzmir yazısı bir gün gecikmeli geldi çünkü Ufuk Akıncı hakkındaki yazımı Pazartesi Sendromu yaşayan arkadaşlar için yetiştirmek istedim, tıklama sayısına bakılırsa birçok kişinin de aklını çeldim 🙂